18 Kasım 2007 Pazar

"Gönül" ümüze Göre Bir Maç

"Milli" çile nihayet bir mutlu sonla bitmek üzere. Fatih Hoca' nın akıl sır erdiremediğimiz bir sürü takımından sonra, eli yüzü düzgün bir takıma nihayet İbrahim Kaş' ın sakatlanması ile ulaştık..

Bu maçtan çıkarılması gereken en önemli ders, şartlar ne olursa olsun ulusal takımda isimlerin değil, o anda en formda olan oyunculardan oluşması gerektiğidir. Kendi adıma ben böyle bir maçta sağ bek pozisyonunda İbrahim Kaş ile niye başlandığını anlayabilmiş değilim. Nitekim sakatlanmasaydı, sanıyorum oyunun geri kalanı bizim yer alanımızın sağ tarafında oynanacaktı muhtemelen.. Bir dolu taç ve duran topla musallat olacaktık.. Fatih Terim yine çok ama çok kritik bir hatadan İbrahim Kaş' ın sakatlanması ile kurtuldu..

Bu maç bizim için Gökhan Gönül' ün sahaya adım atması ile başlamış, ve bence Avrupa Şampiyonası kapıları da o anda açılmıştır. Karşımda Risse var şu var bu var demeden, aynen şampiyonlar liginde gösterdiği performans gibi, rahat, özgüvenli ve bu oyunun hem savunmasında hem de hücumunda mükemmel olduğunu cümle aleme göstererek ulusal takımımız bir bütün halinde rakip alana taşıdı Gökhan. Maçın tartışmasız yıldızı Gökhan Gönül oldu dün akşam.

Memleket olarak da derdimizdir aslında performansa değil de ilişkilere odaklanmak.. Performansa odaklanmak yumurta göte gelince mümkün olabildi ancak..

Maçın ikinci adamı ise Marco ve Emre'ydu. Bir şampiyonlar ligi performansı da Marco' dan geldi.. Sadece 1 0 gerideyken çizgiden çıkardığı topla değil, muhteşem bir kademe anlayışı ile birçok Norveç atağının olgunlaşmasını engelleyip topu da oyunu zamanında ve doğru yerlerde sokarak takımın bir takım gibi oynamasına önemli katkılarda bulundu..

Ve tabi Emre.. Böyle bir Emre' yi çok özlemiştik gerçekten.. Gol harikaydı.. Gökhan Gönül' ün girmesinden sonra genel olarak herkes rahatladı aslında.. Ve Emre de kendine geldi..

Fatih Terim umarım artık takıntılarından vazgeçer ve ulusal takımın her koşul altında performansı yüksek oyunculardan kurulması gerektiğini anlar.. Bu nankörlük değil başarılı olurken aynı zamanda fırsatların eşit olarak sunulması ve performansın ödüllendirilmesi demektir..

Bosna maçı düşünüldüğü kadar kolay olmayacaktır.. Ancak dünkü takım, deplasmanda 4-1 kazandığımız Yunanistan maçı dahil benim bu elemelerde izlediğim en iyi ulusal takımdı... Çarşamba günü bileti alabilmek umudu ile.. Teşekkürler Gökhan Gönül...


Serhat

Hiç yorum yok: