29 Kasım 2007 Perşembe

Fenerbahçe'de BJK'da son maçlarda Ş.L şansına sahip (Inter: 3 FB :0 / BJK :2 Marsilya : 1 )

Fenerbahçe Ş.L 5. maçında ilk yenilgisini aldı . Bu maç sonrası sıcağı sıcağına özellikle medya gruplarının kimi yazarlarının ağır bir eleştiri bombardumanı niyetini izlemek maç sonrası ilginçti . Doğrusu FB maçı 30 . dakikaya kadar başarılı oynadı ancak bu dakikadan devrenin sonuna kadar İnter'e mahkum oldu . Maçın ikinci yarısında yine başabaş bir oyunla başladık ama dakikalar geçtikçe İnter yine üstünlüğü ele aldı . 55 dk . Alex'in atamadığı gol sonrası dönen top FB 'nin sağ kanadından gelen atakla ve Edu Volkan ve Lugano üçlüsünün pazisyon hataları ve geç kalmaları sonucu Cruz'a da çarparak FB ağlarına gitti . Bu gol de FB'nin nedense, anlaşılmaz şekilde oyunu bırakmasını sağladı hele yenilen 2 golde ki vurdumduymazlık ( Özellikle Carlos'un İbrahimoviç karşısındaki duruşu ) bu maçı ve turu FB'nin Kadıköy'e bıraktığını iyice ortaya çıkardı .
Maça gelince
Bence Fenerbahçe bu maça herzamanki kadro ve oyun anlayışı dışında daha sağlam ve kontrollü bir oyun anlayışı ve kadro yapısıyla çıkmalıydı ya da ikinci 45 dakikaya bu sisteme geçerek başlamalıydı , sonuçta İnter'de FB 'ye yenildiği ve PSV kazandığı için temkinli oynuyordu bu temkinli oyunu , avantajı kullanabilmemiz gerekiyordu ama bence Fener bunu yapmayarak güc yarışına girdi ve ofansıda düşünerek ileriye de çıkmaya çalışarak başabaş bir oyuna yöneldi . Bence derste işte burada başlıyor . Geçen yıl Alkamaar'a da aynı oynamış skoru korumayı beceremediğimiz için turu kaybetmiştik . Sonra o maçtan dersler almış ve bu tura kadar bu sene çok başarılı olmuştuk . Büyük olasılıkla ve inançla söylüyorum ki Kadıköy'de CSKA'yı yenip ikinci tura çıkacağız ve şu İnter maçından aldığımız ( umarım ki Zico bunu çözecektir) dersle oynayacağımız güçlü rakibimizle özellikle deplasmanda karşılaşırken oyunu nasıl - rakibin kadro yapısı formu ve oyun anlayışınada göre hangi kadro ile- oynayacağımızı belirlememiz ve ona göre oynamamız yönünde belirleyeceğiz . İnter vb rakiplere karşı ya da Ş.L 'de ikinci tur ve belki ilerisinde karşılaşacağınız rakiplerinize karşı sağbekinizi önde de desteksiz bırakarak hücüma çıkarma isteğiniz belki futbol adına göze hoş gelebilir ama arkasını desteklemez ve sürekli buradan hücüm sonrasında da goller yer ve buna tedbir almaz üstüne üstlükte oyunu hem moral motivasyon hemde hırs ve fizik açıdan bırakırsanız , böyle rakip ve maçlarda başarılı olmazsınız . Bu yüzden bu mağlubiyet gerçekten bir ders ve belkide FB için ilerisi adına büyük bir avantaj sağlayacaktır ki ben olumlu inanca sahibim . Mustafa Denizli'nin daha maç başlamadan söylediği " Keşke Zico maça sağbekte Önder , önünde Gökhan ile başlasaydı " ifadesini maç önü yorum olarak çok başarılı buldum . Sonuç olarak gol yememeyi yenilmemeyi öncelikli hedef belirlemek gerekirken , Devid yerine Appiah - ki bence henüz formsuz- ya da Önder oynayabilirdi . Selçuk ya da Vederson'da değişip takımı daha diri ve mücadeleci hale getirebilirdik . Alex ve Semih ile ileride birşeyler yapacak Carlos ve Gökhan gibi iki hızlı kanat adamıyla da hucumlarda çoğalma ve kontra bulmaya çalışabilirdik . Yani illa aynı kadro yapısı ve oyun anlayışı ile oynamak zorunda değiliz ki . Ayrıca rakip İnter liginde lider ve formda bir takım ilk maç ile arada önemli farklar var . Kadro yapısı ve derinliği olarakta ev sahibi avantajlıyken burada FB'nin ona göre tedbirler alması gerekir ve gerekecektirde ...
Bu alınan mağlubiyet ikinci turda umarım nispeten şanslı çekilebilecek bir kura ile belkide FB'ye Ş.L'de çeyrek final kapısını aralama şansı yaratacaktır . Tabii ders alınması kaydıyla ...
Bu arada kağıt üzerinde henüz bitmiş birşey yok , CSKA'yı mutlak yenmek zorunluluğu gibi tuhaf bir baskıyla da karşı karşıyayız ki rakibin son maçtaki performansı ve hakkında yapılan yorumlar beni doğrusu kaygılandırıyor , burada futbol tanrılarının bir azizliğine uğrayıp golün gecikmesi ve basıkısı sıkıntı yaratmasın da .... Çünkü PSV bence yedek kadrolu çıkacak İnter'i yenebilir de ondan ... Bu yüzden FB'nin başta Zico ve futbolcular olmak üzeri işi sıkı tutması , medyanın CSKA'yı küçümsemekten vazgeçmesi , taraftarında takımını sonunakadar inançla desteklemesi gerekir . Acı dersler almak yerine başarıya koşulacak günleri hakediyor bu camia herşeyiyle çünkü ...
Beşiktaş'ın büyük başarısını da alkışlıyorum :
Beşiktaş yönetiminin bu takıma nekadar büyük zararlar verdiği dün akşamdan sonra umarım aklıselim futbolseverler ve özellikle BJK'liler tarafından birkez daha anlaşılmıştır . Ş.L 'nin son maçları öncesi BJK'nin kağı üzerinde halen gruptan çıkma şansının bulunması ve 8-0 gibi ağır bir skorun ardından iyi ve başarılı bir oyunla Marsilya'yı burada yenmesi ve şansını sürdürmesi çok ciddi başarıdır . Hepsini bu başarılarında dolayı kutlarım . Şu durumda düşünülünce de gerek oradaki Marsilya gerekse de burada kaybedilen son dakikadaki Porto maçlarına hayıflanmamak mümkün değil . Sonuç olarak BJK bu gruptan ya ikinci tura çıkacak ya da elenecek , çünkü UEFA şansı maalesef rakiplerine karşı ikili averaj handikapı nedeniyle yok .
Umarım ve dilerim ki her iki takımımızda ikinci turda yer alsınlar . FB 'nin şansını % 75 BJK'nin şansınıda % 20 olarak gördüğümü de belirtmek isterim .
(F.D) Şeref Solmazer
29 Kasım 2007
Inter : 3 Fenerbahçe : 0

Internazionale : 12 Júlio César 2 Iván Córdoba 4 Javier Zanetti 5 Dejan Stanković 6 Maxwell 72 8 Zlatan Ibrahimović 9 Julio Cruz 13 Maicon 19 Esteban Cambiasso 25 Walter Samuel 26 Cristian Chivu / 11 Luis Antonio Jiménez 23 Marco Materazzi 29 David Suazo
Clubs Statistics
Home Away
3 Goals scored 0
2 Yellow card 2
0 Red card 0
6 Shots on goal 3
8 Shots wide 5
12 Fouls committed 18
2 Corners 3
4 Offsides 1
53% Ball. Poss. (%) 47%

Fenerbahçe : 1 Volkan Demirel 2 Lugano 3 Roberto Carlos 6 Gökçek Vederson 15 Mehmet Aurélio 20 Alex 21 Selçuk Şahin 23 Semih Şentürk 36 Edu 77ökhan Gönül 99 Deivid / 4 Stephen Appiah 8 Kazım Kazım 11 Tümer Metin

26 Kasım 2007 Pazartesi

Fenerbahçe : 4 Ankaraspor : 2

Fenerbahçe erken bulduğu golle ve uzun zaman sonra taraftarlarını keyiflendirecek güzel goller ve net skorla galibiyeti alarak ve iyi oynayarak sonuca gitti . Devamının İtalya'da salı akşamı gelmesi dileğiyle ...Alex hergeçen gün efsanesini sağlamlaştırmaya da devam ediyor . Bu adamaı izlemek büyük zevk .

STAT: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
HAKEMLER: Cüneyt Çakır , Murat Şahin , Alpaslan Dedeş
FENERBAHÇE: Volkan Demirel , Önder , Roberto Carlos , Edu , Yasin , Vederson , Tümer (Selçuk dk. 63), Mehmet Aurelio (Kemal dk. 78), Alex , Deivid , Semih (Colin Kazım dk. 78)
ANKARASPOR: Senecky , Erhan , Hürriyet , Emre , Batak , Bilal (Mehmet Yılmaz dk. 46), Özer (Ferdi dk. 64), Calheiros , Adem , Tita , Necati
GOLLER: Alex (dk. 3, dk. 74, dk. 76), Semih (dk. 26), Mehmet Yılmaz (dk. 58, dk. 83)
SARI KARTLAR: Hürriyet, Emre (Ankaraspor), Yasin, Alex (Fenerbahçe)

Şeref 26 kasım 2007

23 Kasım 2007 Cuma

Avrupa Şampiyonasına Katılacak ekipler ve kura torbaları



Güç dengesi ve renklendirme kişisel kanaat olarak bana aittir .

En tehlikeli seçenek olarak : Hollanda - İtalya - Almanya - Türkiye

En Avantajlı seçenek olarak : Avusturya - İsveç - Romanya - Türkiye düşüncesindeyim .

Bakalım neler olacak ...

Fatih Terim'e , Ulusoy'a ve AKP 'ye rağmen bu takımın Avrupa Şampiyonasına katılması mutluluk verici en azından bizden birşeylerle bir turnuva seyretmek hececan katsayımızı arttıracak ....

19 Kasım 2007 Pazartesi

Ver Yusuf'a Verr Yusuf'a ... Norveç : 1 Türkiye : 2

Doğrusu maç öncesi arkadaş grubumuzla masaya oturduğumuzda herkesin derdi açıklanan kadro yapısından olsa gerek maça çıkacak kadro ve oyun anlayışıydı . Sonuçta çokta beklenmeyen bir kadro çıkmadı . Bir tek sağ bekte İbrahim Kaş tercih edilmişti . Hemde 8-0 'lık pisikolojik maçı kazanan takımın sol kanadının en etkili ismi J.A Riise karşısında ...


Doğrusu bu hamle anlaşılamadı . Gökhan gibi formayı giydiğinden beri özellikle Ş.L maçlarında üstün performans gösteren ve kazılması gereken maçta ofans özellikleri fazal olan bir oyuncu varken . Talihsiz de olsa İbrahim sakatlanınca mecburen doğru seçenek oluştu .


Bu maçı kazandırmayı sağlayan birkaç faktör bana göre şöyle sıralanmalı

1- Fenerbahçe 'nin Ş.L'deki performansı ve oynadığı futbolun oyuncularda yarattığı kendine güven . ( Volkan , Marco ve Gökhan kusursuz'a yakın oynarken Semih istediği topları alamasa da elinden geldiğince iyi oynadı ) Ve bunun futbolumuza pozitif yansıması

2- Diğer oyuncularında takımlarında oynamaya başlayan ve formda oyunculardan kurulması . Emre Aşık bu anlamda sürpriz sayılabilir ama onun da sanırım T.D'ün taktik ve zaruri nedenlerle tercihi düşünülebilir ki Emre'de iyi oynamıştır . Nihat son maçlarda uluslararası ve İspanya'da attığı gollerle eski formuna dönmüştür , Emre son maçlarda kadroda yer bulmaktadır . Hamit formdadır , Hakan , Servet , Arda da GS da sürekli oynamakta olan oyunculardır . Son Yunanistan maçı kadrosuyla kıyaslanınca oynayan ve oynamayan oyuncu farkının ne demek istediği daha net anlaşılır .

3- F.Terim'in toplumda ve kamuoyunda büyük tepki gören gerek önceki maçlardaki kadro seçimi , gerekse basınla ve komuoyu ile yaşadığı sorunlar karşısında ki olumsuz tuhaf tavrını bir maçlıkta olsa bırakarak , Fatih Terim olmak kompleksi ve egosundan biraz olsun uzaklaşarak , ya da tam tersi yaşayıp bunu yansıtmayarak , bazı şeyleri bir kenara bırakarak teknik direktörlük yapmayı ve futbol takımı kurmayı hatırlaması . ( Formda oyunculardan kurulu takım çıkarması )

4- Yunanistan maçında yaşanan seyirci tepkisinin oyuncuları motive etmesi : Arda'nın maç sonu açıklamaları vs. bunu kanıtlar " Hadi bakalım bizim üzerimize çok gelenler şimdi ne diyecek vs." ağlayarak söylüyordu.

5 - Eğer bir elektirik varsa o da ekran başından bizim gönderdiğimiz enerji . Ver Yusuf'a ,Ver Yusuf'a haykırışlarımız .... Yusuf'un her topu aldığında Norveçlileri 20 - 30 sn oyalaması . Gerçi öyle bir top kaptırdıki aza daha gol olup bir çuval incir berbat olacaktı. Yine de Yusuf'u biz maçın adamı şeçtik o gece ...

6- Norveç'in kötü futbolu


Sonuç olarak biz ( Futbol Dilencileri ) Avrupa Şampiyonasını her halukarda zaten izleyecektik , ama dileğimiz orada kendi takımımızı da görmekti , her ne şart altında ve sonuçta olursa olsun , bu dileğimizin gerçekleşmesi içinde 2 gün kaldı . Umarız nehirden geçip derede boğulmayız .


Son bir not: Haluk Ulusoy ve Fatih Terim oluşumu bugüne dek birtürlü milli takımı sahiplendikleri gibi tüm ülkenin takımı bu Ulusal Takımın seyircilerini sahiplenememişlerdir . Bugün onlara bu sebepten birçok yandaş tepki duymakta ve ülkelerinin gururu olabilecek Ulusal takımlarını bu ego sorunu ve eleştiri düşmanı karakterler sebebi ile antipatik bile bulabilmek durumuna gelmiştir . Bu gerçekten çok acı bir gerçektir , bunda başlıca sorumlular adı geçen kişiler yanısıra bu işlere çanak tutan medyada dahil olmak üzeri ülkedeki fıtık olmuş futbol camiasının tamamıdır . Belki yandaşlarında bu bakımdan - algılamları ve futbola bakışaçaıları fanatizmleri , bağlılıkları vs. sebebplerle belirlenebilecek ki tüm bunların sorumlusu tek başlarına onlar değildir - kendince suçları vardır . Artık bu ülkede ulusal takımda bile bir ayrışıma gidiliyor , tepki görmemek için maç modern bir stad yerine şehrin en köhne stadında oynatılıyorsa varın da sizde bu gerçeklerin olmadığını düşünmeyin . Ben bu tercihte bulunan tüm sorumluları kınıyorum . Haluk Ulusoy vatan millet sakarya edebiyatını yıllardır devam ettirmekten vazgeçmedi geçemedi , takımı kendi takımları gibi görmesinler , o bu ülkenin tamamının takımıdır ve içinde birçok kulüpten oyuncu barındırmaktadır ... Neyi barındırısa barındırsın o ayyıldızlı formadır ve hepimizi temsil etmektedir . İnsanları kutuplaştıracak yaklaşımlarından vazgeçmelidirler ...


Fatih Terim'in de ayrıca bu maç sonunda istifa edeceğini ve medyanın ve yöneticilerin yalvaryakarcılığı sonunda yeniden görevi kabul edeceğinide düşünüyorum .


Bu yazıyı o akşam Beyoğlunda ki Mini Meyhane'de maçı yaşayan ve 2-1 galipken zamanı geçirmek için her topu " Ver Yusuf'a , Ver Yusuf'a ..." diyerek tezahürata vardıran , tüm mekana heyecan katan tüm mekanı bütünleştiren ve maçı kazanmaya dair takımına telepatik bir enerji veren birzamanların efsane toplulupu Tayfalar 'a ithaf ediyorum . Fatih Terim bence biraz onlarada ve onlar gibilerede teşekkür etmeyi unutmasın , az bişey değildi bu :)

(F.D) Şeref

19 Kasım 2007

18 Kasım 2007 Pazar

"Gönül" ümüze Göre Bir Maç

"Milli" çile nihayet bir mutlu sonla bitmek üzere. Fatih Hoca' nın akıl sır erdiremediğimiz bir sürü takımından sonra, eli yüzü düzgün bir takıma nihayet İbrahim Kaş' ın sakatlanması ile ulaştık..

Bu maçtan çıkarılması gereken en önemli ders, şartlar ne olursa olsun ulusal takımda isimlerin değil, o anda en formda olan oyunculardan oluşması gerektiğidir. Kendi adıma ben böyle bir maçta sağ bek pozisyonunda İbrahim Kaş ile niye başlandığını anlayabilmiş değilim. Nitekim sakatlanmasaydı, sanıyorum oyunun geri kalanı bizim yer alanımızın sağ tarafında oynanacaktı muhtemelen.. Bir dolu taç ve duran topla musallat olacaktık.. Fatih Terim yine çok ama çok kritik bir hatadan İbrahim Kaş' ın sakatlanması ile kurtuldu..

Bu maç bizim için Gökhan Gönül' ün sahaya adım atması ile başlamış, ve bence Avrupa Şampiyonası kapıları da o anda açılmıştır. Karşımda Risse var şu var bu var demeden, aynen şampiyonlar liginde gösterdiği performans gibi, rahat, özgüvenli ve bu oyunun hem savunmasında hem de hücumunda mükemmel olduğunu cümle aleme göstererek ulusal takımımız bir bütün halinde rakip alana taşıdı Gökhan. Maçın tartışmasız yıldızı Gökhan Gönül oldu dün akşam.

Memleket olarak da derdimizdir aslında performansa değil de ilişkilere odaklanmak.. Performansa odaklanmak yumurta göte gelince mümkün olabildi ancak..

Maçın ikinci adamı ise Marco ve Emre'ydu. Bir şampiyonlar ligi performansı da Marco' dan geldi.. Sadece 1 0 gerideyken çizgiden çıkardığı topla değil, muhteşem bir kademe anlayışı ile birçok Norveç atağının olgunlaşmasını engelleyip topu da oyunu zamanında ve doğru yerlerde sokarak takımın bir takım gibi oynamasına önemli katkılarda bulundu..

Ve tabi Emre.. Böyle bir Emre' yi çok özlemiştik gerçekten.. Gol harikaydı.. Gökhan Gönül' ün girmesinden sonra genel olarak herkes rahatladı aslında.. Ve Emre de kendine geldi..

Fatih Terim umarım artık takıntılarından vazgeçer ve ulusal takımın her koşul altında performansı yüksek oyunculardan kurulması gerektiğini anlar.. Bu nankörlük değil başarılı olurken aynı zamanda fırsatların eşit olarak sunulması ve performansın ödüllendirilmesi demektir..

Bosna maçı düşünüldüğü kadar kolay olmayacaktır.. Ancak dünkü takım, deplasmanda 4-1 kazandığımız Yunanistan maçı dahil benim bu elemelerde izlediğim en iyi ulusal takımdı... Çarşamba günü bileti alabilmek umudu ile.. Teşekkürler Gökhan Gönül...


Serhat

16 Kasım 2007 Cuma

Futbol Dilencileri Anketleri - 1 ( Kapandı )


Ulusal Takımın Norveç ve Bosna Maçları öncesi görüşler

Milli maç üzerine yorumlar ;

Sonuçta takımımız Avrupa Şampiyonasına katılmak için son şansını deneyecek ; Şampiyonlar Ligi ve Dünya Kupası sonrası en büyük org. ve her futbolsever o turnuvayı mutlaka izler ve orada takımının olmasını ister , bunun yolu öngürünüze göre nerden geçiyor , neler olabilir vs. sorularına aklımdan geçen düşünceler şöyle .
Bu arada Yıldıray da sakat .
Bana göre kadro şöyle olur - olmalı- : Volkan / Hamit – Servet – Emre - ? / Arda – Marco – Deniz – Gökdeniz / Nihat - Semih ( Alternatif yedekler : Yusuf - Mehmet Yıldız , Serhat , Gökhan Gönül )

Hucumu düşünerek oynamamız lazım , orta sahayı Deniz ile Marco’nun mücadelesine ve allaha emanet edip kaptığımız toplarla hızlı ve etkili bir şekilde rakip sahaya geçip , formda ve teknik ayaklarla ( Semih, Nihat, Gökdeniz , Arda ) gol bulmaya çalışacağız , kesinlikle havadan şişirerek oynamamak lazım, kanatlarda ortalanacak toplara defansın korner ve serbest vuruşlar dışında ki onlarda da ceza sahasıda çoğalacağımızı varsayarak kafa şansı vermesi biraz zor görünüyor , göbekten yapılacak hücumlarda Semih’in gol vuruşu yerine ki bulursa zaten atacaktır , özellikle Nihat ya da geriden destekleyecek Arda , Gökdeniz ve sürpriz olarak Marco’ya yapacağı asistlerle gol bulmayı denemeliyiz düye düşüjnüyorum .... Defansta sağda Hamit iyi, onun dışında defans hakkında fikrim yok ve en teklikeli ve riskli bölge olarak orayı görüyorum ... Oyunun gidişine göre , mesela Arda veya Gökdenizin etkisiz oyunu veya yorgunluğu karşısında Gökhan’ı (Gönül) oyuna alıp Hamit'i ileriye çıkarıp sağ kanattan etkili olmayı denemesini de bekliyorum . Semih ya da Nihat’tan birinin çıkması halinde de Serhat’ı oyuna almasını beklerim , golü bulup öne geçersek hızlı ve etkili olabilecek Serhat olabilir ... Mağlup duruma düşer ve oyunu çevirmek ve ne olursa olsun noktasına geldiğimizde de oyuna Yusuf Şimşek ve Mehmet Yıldız girer.


Uzun lafın kısası defans hata yapmamalı birkere , yani en azından basit bir gol yemeyelim ....

Saygılar,


Turkey squad
Goalkeepers: Volkan Demiel (Fenerbahçe SK), Rüştü Reçber (Beşiktaş JK), Serkan Kırıntılı (MKE Ankaragücü).
Defenders: Servet Çetin (Galatasaray AS), Hakan Balta (Galatasaray AS), Sedat Bayrak (Sivasspor), Hayrettin Yerlikaya (Sivasspor), Emre Aşık (Ankaraspor AS), İbrahim Kaş (Beşiktaş JK), Hamit Altıntop (FC Bayern München), Gökhan Gönül (Fenerbahçe SK), Deniz Barış (Fenerbahçe SK).
Midfielders: Arda Turan (Galatasaray AS), Mehmet Aurélio (Fenerbahçe SK), Gökdeniz Karadeniz (Trabzonspor), Emre Belözoğlu (Newcastle United FC), Yusuf Şimşek (Denizlispor), Yıldıray Baştürk (VfB Stuttgart).
Forwards: Mehmet Yıldız (Sivasspor), Semih Şentürk (Fenerbahçe SK), Nihat Kahveci (Villarreal CF), Tuncay Şanlı (Middlesbrough FC), Serhat Akın (RSC Anderlecht).
· ©uefa.com 1998-2007.

Norveç takımında Carew Norveç'in en iyi oyuncusu seçildi , formda ve motive , Liverpool'lu Riise en büyük tehdit sağ kanadımızın ona çok dikkat etmesi lazım ....
(FD) . Şeref
17 Kasım 2007

15 Kasım 2007 Perşembe

Viyana'dan

Viyanadayım bir kaç gündür.

Dün görüşmelerden fırsat bulup Kent tarihi müzesine gittim. Müzenin en önemli eserleri arasında 1683 tarihli II. Kuşatmadan kalan eserler sergileniyor. Bir de grup vardı, rehberleri Kara Mustafa Paşa’dan öyle bir söz ediyor ki, zannedersiniz tarihin en önemli komutanı.

Avusturyalı iş ortaklarım var, istisnasız hepsi Fener sempatizanı. Birisi (Wolfgang) Temmuzda geldiğinde üç oğluna birden Fenerium’dan forma aldı.Sonra da Fener’in Avusturya’da kamp yaptığı köye gidip, hazırlık maçlarını izlediler. Oğlanlar Roberto’yu görünce çok heyecanlanmışlar.

Dün Milliyet’te Gerrard’ın Fenerbahçe yorumlarını izleyince tarihte biraz geriye gittim.

Coşkun Özarı liderliğinde şerefli beraberlikler peşinde koştuğumuz dönemlerde geçti çocukluğum. İnadına da hep Avusturya ile eşleşir ve genellikle Hans Krankl’ın gelleriyle 1-0 falan kaybederdik. Bu sonuca da acayip sevinirdik. Avusturya zaten Küçük Almanya demekti. Almanya uzay, Avusturya ise gökyüzü idi bizim için. Bi keresinde de GS, Austria Wien ile eşleşmişti. Maçtan önceki gece yemekte, Avusturyalılar elleriyle beş gösterip “Fünf, fünf” diye bağırmışlardı, gazeteden okuduk. Sonra maçta GS, Seydiç’in golleriyle 2-0 öne geçmiş ama maçı 4-2 kaybetmişti.

1983 olsa gerek, Milli Takım Avusturya’yı 3 golle yendi. Selçuk Yula, İlyas Tüfekçi.. ne muhteşem bir zaferdi bizim için. Adeta tarihe tanıklık etmiştik. Malta dışında gördüğüm ilk önemli galibiyetti. Kuşatmanın 300. senesinde adamlara 3 tane çakmıştık (o zaman kimse böyle düşünmemişti sanırım).

Benim küçüklüğümde biz Avusturyalı oyunculara hayranlık beslerdik. Şimdi ise küçük Avusturyalı çocuklar Fenerbahçe idmanlarına bile gidiyorlar. Durum bu ölçüde değişmiş durumda.

Enseyi karartmayalım.
Ahmet Köksal
15 Kasım 2007

Eski dostlar Asya Şampiyonlar Liginden mesaj gönderdi

Eski FB teknik direktörlerinden Holger Osiek'in çalıştırdığı eski FB'li Washington 'un oynadığı Japon Urawa Reds , İran takımı Sepehan'ı 2-0 yenerek şampiyon oldu.

Bu bize bir mesaj olsun derim .






FB son 10 yılında gerçekten önemli atılımlar yapmış , zaman içerisinde bünyesinde gerçekten dünyaca ünlü hocaları ve başarılı futbolcuları barındırmış ve barındırmaya da devam etmektedir . Umarım bu yavaş yavaş gelinen nokta Fenerbahçeye de istikrarlı ve kalıcı bir sporfit başarı yolu açacaktır uluslararası düzeyde ...






Bu vesile ile Washington ve Osiek'i ayrıca kutlarım ...








F.D (Şeref)

13 Kasım 2007 Salı

Fenerde ki tek eksik " Avrupa sonrası gevşeklik " . Kayseri : 2 FB : 1

Fenerbahçe 100 yılının en büyük performanısını 100. yılında Avrupa 'da gösterdiği şu sezonda yinede bazı şeylerin eksikliğini yaşıyor , galiba ligde aldığı bu sonuçlarıda bu yılın tecrübe hanesine yazacağız sezon sonunda şampiyonluk yarışında savaşırken . Ligin başından buyana özelliklede Avrupa maçları öncesi ve sonrasında takımda sürekli bir motivasyon ve isteksizliğin ya da konsantrasyon eksikliğinin olduğu göze çarptı . Tıpkı Kayserispor maçında olduğu gibi . İlk bulduğu pozisyonda golü buldu ve takım yine durdu . Hakem'in görece hatalı kararı ile Edu atılınca iyi bir takım olan Kayseri FB'yi zorlamaya başladı . Appiah dururken eksik bölge için de Deniz barış çıkınca orta alan mücadelsi de zayıflayınca goller yenildi , ancak skor 1-1 iken Lugano'nun serbest atışta ceza sahasında çekilmesi hakem tarafından görülmedi aynı zamanda serbest vuruş kazanımında topu elle oynayan Kayserili oyuncu ile Edu'nun sözde sarı kart pozisyonu aynı olmasına rağmen Edu sarı kart alırken bu oyuncuya kart gösterilemdi . İlginç bir hakem istikrarından bahsedebiliriz (!) sanırım . Bu esnada FB tam da iyi oyunuyor ve top çeviriyordu ki bunun ardından Carlos 'un saniyelik gecikmesinde M.Eren 2. golü atınca zaten FB 'nin bu maçı çıkaramayacağı da anlaşıldı . Alex'in yokluğunda FB hiç üretken olamıyor . Deivid oyuna hiç ağırlığını koymuyor ya da koyamıyor . Appiah için henüz yolun başı uzun süre sakatlık sonrası biraz insaflı olmak istiyorum ama hazırlanması görece daha rahat maçlarada olmalıydı . Sonuçta FB ileride çok çok arayacağı puanları dağıtmaya devam ediyor . Krizde ki BJK'nin sadece 1 puan önünde yer alırken GS ve Sivas'ın 6 puan gerisinde düştü. Bu bence ençok Digitürk'ün işine geliyordur lige bir çekişme kattığı için, yoksa FB 'nin toparlanıp vites yükselteceğine ve en azından devreyi puan puana kapatacağına eminim ,sezon sonu öngörüm ise bunca puan kayıplarına rağmen değişmiyor , sezon sonu şampiyonun kim olacağı konusunda . Tabi ki yazı konusu olan takım .

Kayserispor : 2 Fenerbahçe : 1

STAT: Büyükşehir Belediyesi Atatürk
HAKEMLER: Oktay Demiray , Hüseyin Fidan , Serkan Çimen
KAYSERİSPOR: Ivankov , Durmuş , Ali Turan , Aydın (Avendano dk. 46 ), Toledo , Mehmet Topuz , Saidou (Kamber dk. 90), Ragıp , Fatih Ceylan , Iglesias (Mehmet Eren dk. 37 ), Gökhan Ünal
FENERBAHÇE: Volkan Demirel , Gökhan Gönül , Lugano , Edu , Roberto Carlos , Appiah , Deniz (Yasin dk. 36 ), Mehmet Aurelio , Vederson (Colin Kazım dk. 68 ), Deivid , Semih
KIRMIZI KART: Edu (dk. 28) (Fenerbahçe)
GOLLER: Semih (dk. 17) (Fenerbahçe), Mehmet Eren (dk. 43 ve 62) (Kayserispor)
SARI KARTLAR: Gökhan Ünal, Toledo, Durmuş, Ragıp, Ivankov (Kayserispor)

(FD) Şeref S.
13 Kasım 2007

8 Kasım 2007 Perşembe

Yüzüncü yılın taç töreni başladı : Fenerbahçe :2 PSV: 0

Kızım Doğa " Benekli Kelebek" Solmazer'e itafen

Muhteşem bir Fenerbahçe , muhteşem bir sonuç.











Bu maçın ardından söylenecek çok söz var , uzunuzadıya ... Fenerbahçe'nin bu yenilmez takıma dönşümü, ardındaki şeyler ve en önemlisi uzun yıllardır sabırla bu günleri bekleyen taraftarlarının mutlluğu üzerine ... Çok mutlu ötesinde gururluyuz , Futbol dilencisi olarak artık daha da fazla ... Artık ardımıza yaslanıp takımımızı izlediğimizde tek bir şey biliyoruz; bu takım belki -çok zor olsada - yenilebilir , ama herzaman futbol oynar ve bunu son derece rahat ve huzur içinde yapar , gerilmeden , kasılmadan gücünün yettiği yere , yeteceği yere kadar . Tabii bu veseile ile bu özel Seleçao benzeri futbolu bize sunan 3 önemli büyücüye bir futbol dilencisi olarak minnettarlığımızı sunarak . Saygılar ,sevgiler ve teşekkürler sevgili ZİCO , CARLOS ve ALEX ...

Maç
Maç öncesi PSV de yaşanan hoca değişimi , geçen maçtaki geçmiş yıllara nazaran kötü görüntüleri, ama futbol kültürleri ve mechul durumları üzerine düşünürken , temkinli olmaya ve öncelikli yenilmeden, fırsatını bulunca atıp kazanmaya yönelik düşünüyordum . Öncelkle PSV düşündüğüm bize göre en uygun PSV çıktı , ya da FB bu fırsatı belki onlara tanımadı ama kazanmak için birşey yapamadılar . Amma Fenerbaçe'ye gelirsek, orada herşey bambaşkaydı . Kezman, Devid, Lugano , Tümer , Appiah yoktu , bakın yerlerindeki isimlere ; Semih, Kazım, Yasin, Gökhan, Ali Bilgin ve diğerleri ... Geçen yıl küme düşen yada düşmeye aday takımlardan gelmiş oyuncular yada ikinci ligden gelen oyuncu ... Ama sahada ki duruşları ve futbol anlayışları .... Fenerbahçe rakibinin kaleye şut atma şansını yine Kovermans'a geçen yıla saygısına hürmeten 80. dakikalarda verdi . O sırada zaten maç bitmişti . Tüm oyuncular mükemelldi . Özellkle Marco - Mehmet Paşa olmak üzeri , Semih, Gökhan, Deniz , Yasin ve Edu ... Carlos sahada ki duruşu ile değerlendirme üstü bir adam onun için yorum yapmaya benim yetkim yok !

Fenerbahçe Büyüsü ve Sırrı
Fenerbahçe Avrupa'da tam bir takım gib oyuyor , bu serinkanlı futbol bana Zico'nun sevecen , olgun, mütevazi,sakin , bilge kişiliğini , Carlos'un deli dolu , ani çıkışlarını ve sürpriz sert frikikleri , şutları gibi olmadık zamanlardaki hızını ama aynı zamanda ki sevecen ve sıcaklığını , Alex'in durup durup herkesi delirten ama olmadık anlarda patlayan, yürür gibi görünüp tavşanı kandırıp geçen kaplumbağa masalı misali futbol dehasını .... Gökhan'ın Kazım'ın gençliklerinin verdiği deli doluluğu, cool ağbeylerine hürmeten olgunluğa dönüştürmelerini , Semih'in baba olma ağırlığının verdiği istikrarı, sorumluluğu ve olgunluğunu , Deniz'in yüreğini dağlayan küresel ısınma krizlerine rağmen bereketini .... Kısaca Fenerbahçe , Fenerbahçelilerin herbirinin tüm özelliklerini barındırıyor , onlarla atan milyonlarca yüreğin kalp atışlarındaki ritmin bir kızılderili davulunun vuruşundaki gibi hissedilen ahengin kutsal toprak anamızın kalp atışlarındaki ritmini ... FENERBHÇE bir bütün oluyor 100. yılında tüm yüzyıllık geçmiş kahramanlarının ruhani bedenleriyle yeşil çimenler üzerinde ...
Bu cümleler yürekten gelen sesin bir çağlayana dönüşmesidir , anın, anında yaşamanın değeri ve çoşkusudur . Ve en değerli olan o AN'dır . Yani CARPE DIEM !


Bu futbol takımı bir dilencisine , benliğine işlemiş takımının bunca yıllık yaşamındaki en değerli, en manalı hediyesini sunmakta ve sunmaya devam etmektedir . Dilenci hernereye doğru gidecek ,her nerede barınacak ve dilenecekse biliyor ki bu akşam da, bundan sonraki akşamlarda da Fenerbahçe onu hep mutlu edecektir . Alacağı sonuçlar herne olursa olsun !
Teşekkürler Fenerbahçe , yaşattığın ve sunduğun tüm güzellikler için ... Daima yanında , daima içindeyim . Devamının geleceğinden en ufak şüphe duymadan .
Yolun açık , yüreğin açık, bahtın açık olsun ! Dileklerin ötesinde , aklın ,mantığın , bilgin ve gücün daim olsun !

Futbol Dilencisi
Şeref " Geronimo" SOLMAZER
8 Kasım 2007 - 01:44
STAT: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
HAKEMLER: Alain Hamer , Francis Crelo , Christian Holtgen (Lüksemburg)
FENERBAHÇE: Volkan Demirel , Gökhan (Önder dk. 88), Yasin , Edu , Roberto Carlos, Deniz , Mehmet Aurelio, Vederson , Alex (Ali Bilgin dk. 71), Colin Kazım(Appiah dk. 86 ?), Semih
PSV EINDHOVEN: Gomes, Kromkamp (Zonneveld dk 45), Salcido, Simons , Mendez , Lazovic, Perez (Koevermans dk. 63), Alcides , Farfan , Marcellis, Van Der Leegte (Bakkal dk. 81)
GOLLER: Marcellis (dk. 28 K.K), Semih (dk. 30)
SARI KART: Salcido (PSV Eindhoven)

En Güzel FENERBAHÇE

Futbolun görece amatörce oynandığı zamanlarda gönül verdim bu takıma.. Öyle ki, Ankaragücü Fenerbahçe maçlarını Ankaragücü tribünlerinden izleyebildiğimiz zamanlara tekabül ediyordu tarih..Kendimi tam olarak bilemediğim o zamanlarda Fenerbahçenin gol atıyor olması sevinmek için yeterli nedendi.. Puslu hatıralarımda Selçuk' un uzun saçları savruluyordu..

Yaklaşık 30 yıl geçti o puslu hatıraların üzerinden..Şu 30 yılı şöyle bir gözümün önünden geçiriyorum da, ben FB li oldum herşey tersinde döndü dediğim çok zamanlar oldu.. Sigma Olomouc gibi bir takımdan 7 yedik... Ligde 8. liği tattık.. Pendikspora kupada elendik.. Şampiyonlar liginde 0 ektik...Bir taraftara daha çok acı çektirecek ne olabilir ki diyebileceğimiz hemen herşeyi yaşadık..Daha kötü ne olabilirdi ki..

Ben 7 Kasım 2007' yi hayal bile edemezdim..Ben bu maça 100 yılın en önemli maçı demiştim bir süre önce.. Gerçekten öyle..Bu günü ömür boyu hatırlanacak bir güzelliğe dönüştürenlere hayatımın en önemli teşekkürünü sunuyorum..

Sağda Gökhan Gönül, forvette Semih Şentürk, savunma göbeğinde Yasin..Lugano Deivid Kezman yok, Appiah yedek.. yani 4 yabancısından mahrum vaziyette sahada..Demek ki teknik direktörler bazen mucize yaratabiliyor..Bu mucizeyi Zico yarattığı için çok memnunum..

Geçtiğimiz yıl geldiğinde en çok eleştirenlerin başında bulunan biri olarak, biz taraftarların da burnunu sürttüğü ve bir kez daha sabırlı olmanın erdemini yaşatarak öğrettiği için teşekkür etmeliyiz Zicoya..

Carlosdan gerisi teferruat demiştim maçtan önce bir arkadaşıma.. Tamam diğer oyuncuların da hakkını teslim ediyorum ama bir an için Carlos' un olmadığını düşünsenize..Bu hayal kadar güzel gerçek paramparça olmuyor mu belleğinizde??

Hayatımızın en güzel FB sini bize sunan herkese çok ama çok teşekkürler..Yolunuz bundan sonrasında da açık olsun...
Serhat

6 Kasım 2007 Salı

Sorumlu ayağa kalk ve itiraf ET! - Liverpool :8 BJK: 0

Gerçekten bir hezimete uğradı Beşiktaş bu akşam İngitere'de . Geçen maçın sansasyonel başarısı da bu anlamda Liverpool limanında sulara gömüldü .

Maça BJK gerçekten berbat başladı , M.Sedef ilk golü atma şansını bulsa da . Özellikle İ.Üzülmez'in kanadı ve BJK'nin oyun anlayışı ve sahasına çekilmesi , aşırı top kayıpları ve yarı sahasında oyunu kabul etmesi bukadar olmasada sonucu belli eden bir hava zaten veriyordu . Sonuç çok kötü oldu . Yazık, üzüldük. Liverpool müthiş oynadı , çok üstündü , attığı gollerin rekor olması yanında sanırım kaleye çekilen 30 şutta rekor olmalı. Crouch'un önemli oyuncu olduğunu , Benayoun gibi adamın bu maçtan sonra artık çok popüler olacağı muhakkak , gecenin tartışmasız yıldızıydı. Tabi İbrahim Üzülmez'in büyük katkısıyla ... Skor bizi çok eskilere yine yıllar öncesi İngiltere maçlarına götürdü . Bu sendromdan çabuk kurtulmak gerekecek .
Demirören ayağa kalk ve suçunu itiraf et !
Ancak asıl önemli nokta işte bu "yazık" ın sebeblerinde , bu sebepleri bulmada ve o sebepleri gerek BJK gerekse de Türk futbolundan ayıklamada yatıyor . Bence bu sonucun çok önemli sorumluları var . ÖncelikleTürk Futbol Menalitesi ve Kültür'ünden bahsetmekten çok uzak hala bize ... Görünen ve anlaşılan o ki ; BJK'nin kafası hala hafta sonu FB maçının o son saniyesinde , ondan daha önemlisi o anın yarattığı tramvada "pause" tuşuna basılarak dondurulmuş ve kalmış.
Bunun en büyük sorumlusu kesinlikle ve kesinlikle bu takımı asla yönetmeyi haketmeyen başkanı , yine sözde menejerleri ,sonrasında teknik direktörü ve kaptanındadır . Ve son olarakta sözde Türk futbol basınıdır . Başta saydığım bu ögelerin hiçbiri takımı bu maça bırakın hazırlamayı , resmen uzaklaştırmak ve 15 gün önceki galibiyeti unutturak tüm camialarını yıktılar. Derbi sonrası yapılan açıklamalar ve sonrasında tartışılan bu süreç BJK 'lı futbolcuları resmen paramparça etmişti . Sahada alınan başarısız her sonucun ardından , sonucu bir futbol maçı dışında tartışmak , diğer başarısızlıkların , basiretsizliklerin ve kifayetsizliklerin bir kılıfı olarak kullanmaya kalkışmak işte böyle sonuçları getiriyor . Uzun lafın kısası bu tarihi hezmetin bence sonucu en başta Demirören ,sonra Engin ve bunların camiayı yönetmesine göz yumanlardır. S.Engin şu anda TV de açıklama yapıyor ve derbinin niye ertelenmediği saçmalığını geveliyor hala ağzında , işte tüm hikaye bu ... Bu sonuç camiayı üzecektir teknik kadronunda takımı bu kaosta iyi yönetemediği , hazırlayamadığı çok açıktır . Takım kaptanı Üzülmez'inde en kötü oynayan oyuncu olduğunuda düşünürsek topyekün bir takım içi sorumlu kadrosu ortadadır. PAF mı SAF mı tartışmaları herhalde en çok bu takımın as oyuncularını üzmüştür , oyuncuları bu aptalca tartışmalara alet etmek bekide bu sonucun en büyük etkenidir . Başta BJK yi yönetenler olmak üzeri , tüm bu muhabbete çanak tutan ve tutmaya da devam edecek yüce(!) spor medyası da bu sonucun sorumlusudur . Bu sonuçtan tecrübe çıkarmak çok zor olacaktır . Umarım ülke futbolu üzerinede kara bir bulut olarak çökmez . Bu anlamda yarın ve öbürgün FB ve GS 'ın başarılı sonuçlar almaları mecburyeti ülke futbolu açısından ayrı bir önem kazanmıştır . Bence Demirören ve S.Engin'i bu skor ardından istifa etmesi en onurlu (!) haraket olacak ve belkide BJK'ye ivme kazandıracak yegane tavır olacaktır . Tabi bahsedilen doğru ise onca yüklü borca sahip çıkacak yeni bir aday bulunabilecekse ...
BJK'li futbolculara geçmiş olsun diyoruz . FB ve GS'a da başarılar diliyoruz.
Son bir söz de sözde taraftarlara , rakiplerin zamanında aldıkları olumsuz sonuçlarla alay edenlerin , gün gelip rüzgarın terse estiğinde alaya alınmayı hakedecekleri de muhakkatır . Ama yinede asıl olgunluk futbolun alay etme unsuru yerine spor , eğlence ve çoşku unsuru ve keyif alınacak bir öge olarak görünmesidir . Espri ve alay mana farklılıkları için çeşitli sözükler kimilerine önemli faydalar sağlayacaktır.

Gecenin kıssada hissesi : Anlayana sivrsinek saz ...
(F.D ) Şeref
7 Kasım 2007 ( Saat: 00:30)

6 Kasım 2002'nin Kahramanları bugün neler yapıyor

6 Kasım özel gün ... Kimileriiçin mutluluk , kimileri içinse telafisi olmayan bir acı , tıpklı aşağıdakiler gibi ...


Bu arada 6 kasımcılar bugün ne yapıyor diye aklıma geldi ... maalesef bu işin rehaveti ve üzüntüsü hiçbirine yaramadı ... O eski günlerden eser yok şimdi ...
Exept ORTEGA


...
Tuncay – M’Boro’da fenerbahçe günleri hayalinde ama işi zor . Fenerbahçe onun için herşeydi . Sakarya’dan gelen cesur yürek Fenerbahçe tarihine adını altın harflerle yazdırdı . Tüm FB futbolculuğunda tesislerde kaldı , adını sansasyona karıştırmadı , hep futboluyla konuşuldu . Manu’ya 3 gol attı . Avrupa ‘da FB’in en çok gol atan adamı oldu . Sonunda menejer ağbeyinin gazıyla İngiltere’nin vasat takımı M’Boro’ya gitti . Şu ana kadar golü yok kadroya girmekte zorlanıyor , sanırım 6 Kasım ‘ı özlüyordur


Ortega - Büyük sıkıntılar sonrası – 1 yıl futboldan uzak kalmak , alkol tedavisi ve sonrası hala aslanlar gibi ayakta. River Plate hafta sonu Esteduentes ile oynarken baba FB ‘de ki kadar dinç görünüyordu .... Onu gönderenlere, göndertenlere, kaçırtanlara LANET diyorum .... 6 Kasım’ı hatırlıyor mu çok merak ediyorum ama hatırlamıyorsa bu onun suçu değil.


Serhat - Boğazın ve GFB’lilerin boğası Serhat FB ile doğdu FB ile büyüdü , ülkenin gündemine oturdu , şöhreti ve başarılarıda FB ile yakaladı , sonrasında düşen performansı sakatlıklar ve forma rekabeti sonrası kulüpten ayrılma haberleri yayıldı, hatta GS ile görüştüğü duyuldu ve işte bu haber sonrası Serhat ve FB’nin yolları ayrıldı . Başkan’ın ipi çektiği söylendi . Serhat Andelecht’e Belçikaya gitti . Başlangıcı fena değildi ama sonrasında önemli sakatlıklar ve uzun süre fuboldan uzak kaldı . Bugünlerde yeniden dönmeye çalışıyor . 6 Kasım ‘ı da Kadıköy’ü de çok özlediğine eminim , hatta hiç unutamadığına...


Ceyhun : Ben Ortega’yı bitiren kumpas kadrosunun baş aktörlerinden biri olarak görüyorum onu . Yeteneklerin herşeyi çözeceğine inanan bir cehaletin Türkiye’ye verdiği dersin konusu olarakda devam ettirebilirim bu yorumu . Kendisini maalesef hiç sevmedim, sevemedim . Zaten bu durum dikiş tutturmaz , boş yere pompalanan bir medya balonu olduğu ve FB sonrası hiçbiryerde dikiş tutturamamasından (Ankaragücü, Gençlerbirliği, Konyaspor, Samsunspor , TS) da net olarak kanıtlanmıştır . 6 kasım onun için sıradan bir gün olarak kalsın yeter. Hatta belki üzülmüştür bile kimbilir ?


Ümit Özat : FB ‘de çok adamlar geldi geçti ama sol bek hep ümit oldu , hemde sağ ayaklı bir adamdan devşirme bir sol bek yaratarak . Onu hep saygıyla anacağım . 6 Kasım'ın da sonrasında ki günlerinde en baba adamlarından biriydi . Şimdilerde Köln'de yeni yol arayışında , hemde ilginç olanı Mondragon ile beraber . Bugün herhalde tuhaf duygular içindedirler ...

Lorant : Herhalde bugün geriye bakıldığında bu 6-0 ‘ıen traji komik olayı bu adamdır . Söyle bir kariyerine bakınca pek istikrarlı (!) çalışmış heryerde en fazla 1 yıl . Şimdielerde Türkiye’nin küme düşme takımlarına düşmeleri için katkı(!) yapmakla meşgul . 6 kasımın hiç şüphesiz hayatının en önemli anı olduğu tartışmasız . Ama oda GS’lıların gazabına uğrayıp dikiş tutturamayanlardan


F.T : Bu şahıs için yorumum ise şöyle : O kasım ayının 6. gününden sonra gerek bilinçalatı gerek üstünde birdaha asla kendine gelemedi , sanırım 6 kasım sendromu onun sonunu hazırlayan en büyük gündü ve maalesef bunun üstüne daha kötüsünü getirmek için çok uğraşsa da ( İsviçre maçı , 2. milli takımlar dönemi , hakan şükür vb takıntıları ) bundan birtürlü kurtulamadı, kurtulamayacakta . 6 kasım uğursuzluğunu en derinden yaşayan adam .


Bonus Tracks : Bu albümün listelere giremeyen en güzel şarkısıydı O : Wasington , o gün gol atamadığı için kalbi birdaha iflah olmadı , ülkede kalamadı , hep "6 Kasım'da niye ! niye ben de atamadım !" diye yanıp tutuştu . Valla ne yalan söyleyeyim ben de , çünkü tek eksik o kalmıştı. Adamım Washi'yi saygıyla selamlıyorum !

Hey 6 Kasım sen nelere kadirsin ...
Biz Fenerlilere kalan bir hoş seda haricinde diğerlerinin bugünkü durumunun pek parlak olduğu söylenemez kısaca ...

Kalın Sağlıcakla .

Şeref
Not: Farklı bir anlayışla yazılmıştır , GS dostları üzmek istemedim , sadece ogünden bugüne şöyle bir bakmak istedim , nostalji , nostalji hepsi bu :) Günün 6 kasım olması mı ? Tamamen tesadüf :-)

5 Kasım 2007 Pazartesi

FB: 2 BJK :1

Kadıköy''de FB için bir sendroma dönüşen BJK maçları bu maçla sona erdi . Bu defa da sendrom BJK için oluştu . Maalesf BJK iyi yönetilmiyor , bu maçla bu doruğa çıktı ya da dibe vurdu denilebilir. Maçın son dakikasında gelen sayılmayan gol - sayılmayan mı yosa düdükten sonra oynanılan pozisyonda olan gol mü demek lazım - sonrası yönetim apar topar açıkladı " Önümüzdeki maça PAF takımı ile çıkıyoruz ". Bravo valla , geçen sezon FB 'de bu çıkışı yapmış ama sonra bu saçma kararı uygulayamamıştı . Bu bence son derece anlamsız bir çıkıştır . Bu yönetim anlayışı ile nereye gidileceği ya da hiçbiyere gidilemeyeceği ortadadır. Hep söylediğim birşey var ki o da BJK 2nin kendisi gibi şahsına münasır olmaktan çıkıp FB ile aşık atma yarışına girmesinin anlamsızlığıdır bu gelinen sonuç . Nedense son yıllarda işi gücü bırakıp FB ile yatıp FB ile kalkma peşindelerdir. Yine FB maçını bahane gösterip bir çıkış bir sanasasyon ve kamuoyunu etkileme peşindeler . Hakem'in kararının en fazla tartışılabileceği ama asla kesinlikle faul yoktu denilmeyecek bir pozisyondun akabinde bu yaklaşım bence çirkindir . GS maçından sonra yaptıkları çıkış ile bu maç sonrasındaki çıkışları bile bunu kanıtlamaya yeter . BJK haklarını arayacaktır itirazını yapacaktır ama bunun sorumlusu olarak FB yi görmek düzeysiz bir yaklaşımdır .
Ayrıca bu ülkede hiçbir yönetim kafasına göre takımını sahadan, ligden çekemez, PAF takımı ile oynayamaz , kamuoyuna mal olmuş bu armadaların bunu haketmediği ortadadır, hakedilmeyenler aslında böyle anlayışa sahip yöneticilerdir. Düşünün ki Liverpool maçında PSV maçlarında benzer hakem hataları aleyhimize oldu , çıkıp ne diyecekler Platini'ye Şenez Erzik'e "posta koyup" diğer maça PAF takımıyla mı çıkacağız diyecekler , sıkıyorsa desinler , bakalım dinleyen olacak mı , yoksa kupalardan belki de men mi edilecekler ?
Maça gelince ; aslında Beşiktaş 3. dk. defansın hatasında Delgado ve Bobo'nun çok şık haraketleri ile golü bulunca herkes eyvah dedi , tek demeyenler sahada ki Fenerbahçeli futbolculardı . Bu da bu sene iyice kendini gösteren FB 'deki olumlu değişimdi . Oyuncular panik yapmadan kendi planaları dahilinde ve özgüvenle oynadılar , pozisyon vermelerine rağmen golü yemeyince önce Deivid sonrasıda da Semih'le galibiyet getiren golleri buldular . FB çokta iyi oynamadığı oyunda gerekli sonucu elde etme başarısını gösterdi bence bu sakin ve panik olmadan hedefe giden oyun anlayışı önemli bir değişimdir.
Deivid'in PSV maçından buyana oyununda bir düşüş görünüyor bu FB için iyi değil . Aslında bu maç PSV maçı öncesi düşündürücüde olabilir . Apiah pek hazır görünmüyor , Deniz umarım sakatlaığını atlatır , ona çok ihtiyaç var . Alex herzaman olduğu gibi eğer sakatlık sorunu varsa risk almadan oynuyor . Bu da PSV maçı öncesi bir tehlike .
Bakalım göreceğiz . Umarız istediğimiz sonuçlar alınır ama biraz daha dikkatli ve tedbirli olmalıyız burada ki maçta .
Bu arada GS geçtiğimiz hafta gelen sondakika penaltısından sonra bu haftada bir ofsat gol ile +3 ekstra puan kazandı , ligin çeteresi için bir not düşelim . BJK'nin çıkışı bu durumu da gölgede bırakıyor maalesef .
Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Hakemler: İsmet Arzuman, Mustafa Emre Eyisoy, Alper Ulusoy
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan, Lugano, Edu, Roberto Carlos, Deivid, Deniz(Dk.76 Appiah), Aurelio, Vederson, Alex(Dk.71 Tumer), Semih(Dk.87 Kazım Kazım)
Beşiktaş: Hakan, Ali Tandoğan, Gökhan Zan (Dk. 17 Diatta), İbrahim Toraman, İbrahim Üzülmez, Burak(Dk.63 Higuain), Cisse, Koray(Dk.83 Batuhan), Serdar Özkan, Delgado, Bobo
Goller: Dk. 3 Bobo (Beşiktaş), dk. 29 Deivid, dk. 60 Semih (Fenerbahçe)


(F.D) Şeref - 5 Kasım 2007

4 Kasım 2007 Pazar

Hakem eskilerinin derdi gerçekte nedir ?

Hakem eskilerinin derdi gerçekte nedir? Mide bulandıran tarzları ile özellikle Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar' ın her hafta pusuda sinmiş bir halde hakem hatalarını beklemeleri, ve muhtemelen MHK ile hesaplaşmalarını medya gücü ile devam ettirmeleri en az futbolu yönetenlerin içinde bulunduğu acz kadar zavallı bir durumdur. İşin garibi bu adamlara kimsiniz yahu siz diyen de yok herhalde ki bu kadar arsız ve tiksindirici olabiliyorlar..

FB-BJK derbileri her iki kulübün yöneticileri ve de özellikle başkanları sayesinde son dönemde izlemekten imtina ettiğim maçlar haline geldi. İzlemiyorum. Yine izlemedim. Beklediğim gibi yine bir pozisyon bütün maçı belirledi.

Bu pozisyon hakem eskilerimiz için bulunmaz bir nimetdi.. Bütün maç bekledikleri pozisyona maçın son saniyelerinde kavuştular. Halbuki hakem gayet normal bir karar vermişti. Pozisyon düdükle dursa, oyun devam etmese kimsenin birşey demeyeceği bir pozisyon bütün dikkatleri hakemin üzerine çekti..

Açıkçası bu mantığı anlamakta zorlanmıyoruz ...

Serhat

1 Kasım 2007 Perşembe

Fortis T.K 1.Maç - Fenerbahçe : 0 Gaziantep : 0

Tamamen yedek oyunculardan kurulu ve ileride tek forvet İlhan ile oynayan FB maç boyunca birkaç pozisyon dışında ciddi bir şans bulamadı , en merak ettiğim İlhan ve kaleci Volkan Babacan hakkında ciddi bir fikir sahibi olamadım . Volkan'a neredeyse hiç top gelmedi . İlhan birkaç pozisyon buldu ama etkili olmadı . Vederson'un çizgiyi geçen topunu hakem göremedi ve gol heba oldu ... Beşiktaş maçı öncesi aslar dinlenmiş oldular .

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Hakemler: Barış Şimşek, Asım Yusuf Öz, Mustafa Sönmez

FENERBAHÇE : Volkan Babacan, Gökhan, Can, Yasin, Uğur, Kazım, Appiah(Dk. 64 Gürhan)(Dk. 81 Vederson), Selçuk, Kemal, Ali(Dk. 82 Deivid), İlhan

GAZİANTEPSPOR : Ömer, Barış, Mehmet Çoğum, Tchani, Ergün(Dk. 64 Metin), Murat(Dk. 72 Volkan), Özgür, Zurita, Ekrem, Erdal(Dk. 81 Uğur), De Nigris.
Kırmızı Kart: Dk. 88 Zurita (Gaziantepspor) Sarı Kartlar Dk. 47 De Nigris, (Gaziantepspor), Dk. 53 Selçuk (Fenerbahçe)