20 Mart 2008 Perşembe

Ş.L Çeyrek final : Fenerbahçe - Chelsea kurası üzerine


Fenerbahçe spor kulübü için 101 . yılıda başarılarla dolu geçmeye devam ediyor . Futbol takımının kulüpler bazındaki Avrupanın en büyük kupasında çeyrek finale kalması ve Chelsea ile eşleşmesinden sonra , dün akşmada basketbol takımı yine avrupanın en büyük kupası Euro Lig'de çeyrek finale kaldı ve İtalyan M.Siena ile eşleşti. Bu konuya sonra dönerek Chelsea konusunda dönelim .
Chelsea bir dünya devidir .
Öncelikle şunu unutmamalıyız ki Sevilla maçlarından itibaren artık Fenerbahçe için bu kupada gidilecek her yol , olağanüstü bir başarı ve zafer olacaktır . Fenerbahçe'ye bu turlarda çıkacak tüm rakipler kağıt üzerinde ve mantıklı olarak ona karşı favori olacaktır . Fenerbahçe bu yolda yavaş yavaş ilerleyecek ve hedefine yavaş yavaş ulaşabilecektir . Bu sene kat ettiği mesafe ve topladığı puanlar ona gelecek yıllarda mutlaka avantajlar sağlayacaktır . Önemli olan istikrarlı başarıdır . Bu yüzden çeyrek finalde Chealsea kurası önemli bir kuradır .Bu turun favorisi tüm dünyada Chelsea 'dir bu çok normaldir . Ve bence bunu bizim avantaja cevirmemiz gerekmektedir . Ancak ülkede tuhaf bir algılama sorunuda yaşanmaktadır . Karizmatik teknik direktör Morinho'dan sonra patrondan torpilli olarak lanse edilen İsrailli Avram Grant'ın varlığı bazılarının gözünde takımı başarısız ve etkisiz kılmakta , hatta gücünün ve tehlikesinin abartıldığı üzerinde sonderece saçma ve anlamsız yorumlar yapılmaktadır . Bu yanılgıya asla düşmememiz gerekliği aşağıda NVTSpor.net'de Güntekin Onay'ın yazısından alıntılanan rakamsal ve istatistiki gerçeklerle net olarak ortaya çıkmaktadır . Kadro zenginliği ,kalitesi , oynadığı zorlu liglerdeki net başarıları ile Chelsea bir dünya devi ve bu turun kağıt üzerindeki mutlak favorisidir . Önce bunu kabul edelim . Ayrıca Abromovich'in bu takımı CHELSKI diye çağrıttığı ilk günden beri alamadığı tek kupanın da Ş.L 'i olduğu ve bu kupayı nekadar çok istedikleride unutulmamalı ...
Ancak futbol sahada oynanır ve FB orada hiç fena değil
FB bu sezon tüm maçlarında genel bir istikrarı özellikle ligde gösteremediği için , zaman zaman eleştirilmiştir . Ancak aynı FB'nin özelliklede futbol , mücadele , oyun , teknik ve taktik yönden Ş.L'de oynadığı tüm maçlarda (ön eleme dahil ) şu anakadar hep iyi futbol oynamış ve rakiplerine karşı aciz duruma düşmediği gibi , üstün ve başabaş maçlar oynamıştır . Kadrosunda ki özellikle Latin Amerikalı oyuncuların çokluğu ve teknik kapasitesinin üstünlüğünü taktik bir üstünlük olarak sahada maçın belli bölümlerine yaydığı anlarda , günümüz futbolunda öne çıkan , tüm rakiplerde bulunan maçı tempolu , fizik güce dayalı oyunları karşısında bocalatmış , onları şaşırtmış hatta en olmadık anlarda yaptıkları göze hoş gelen kritik estetik haraketleri ve bununla orantılı golleriyle şaşırtmıştır . Bu özellikle Avrupa 'da FB'nin bu yılki oyun karakterinin önemli bir parçası olmuştur . Bu özelliği Avrupa basınında bile övgü bulmuş Zico ve Latin oyuncuları nedeniyle Ş.L'nin Brezilyası diye ismlendirildiğine rastlanmıştır . Fenerbahçe'nin bu karakterine yansıyan oyun anlayışına çeyrek final motivasyonu ile katacağı eksta güç , oyuncuların konsantrasyon ve mücadele gücü iyi orantılanabilirse Chelsea karşısında FB'nin bir başka önemli sürprize imza atma ihtimalinide hiç azımsanamayacak kadar fazla olabilir ve sokakalara dökülebilir ,İngilizleri birkez daha titretebiliriz . Ama aşağıdaki rakamlardada görüleceği üzeri onların en güçlü oldukları buna kıyasla bizim en zayıf noktamız olarak görünen ve son Sevilla maçlarında yediğimiz 5 golun 4 tanesini neredeyse bizim attıp ya da hediye ettiğimiz defans hatalarımızı neredeyse "SIFIR"a indirmemiz bu işin olmazsa olmaz sırrı olacaktır . Edu ve Lugano'nun bu maçlarda full konsantre olmalarını bekliyorum .
Sonuç olarak Chelsea'nin favori olduğu bu turda , benim için bundan önceki maçların referansı ile FB'nin azda olsa bir şansı bulunmaktadır ve o şans herşeyi değiştirebilecek kadar güçlü hale de dönüşebilir . Bunu umuyor ve diliyorum . Moskova yolunda sonsuz başarılar FENERBAHÇE !
Değerlendirme ve Yorum : Şeref Solmazer
Chelsea'nin TAKIM KADROSU
( Süper yıldızlarını bold - italik yaptım )

Kaleci : Petr Cech - Carlo Cudicini - Henrique Hilario

Savunma Alex - Juliano Belletti -Tal Ben Haim- Wayne Bridge - Ricardo Carvalho-Ashley Cole- Paulo Ferreira - Branislav Ivanovic - John Terry
Ortasaha : Michael Ballack - Joe Cole - Michael Essien - Frank Lampard- Claude Makelele- Florent Malouda - John Obi Mikel- Steven Sidwell - Shaun Wright-Phillips -
Forvet : Nicolas Anelka- Didier Drogba- Salomon Kalou- Claudio Pizarro - Andriy Shevchenko

Alıntı ( Ntvspor.net'den G.Onay yazısından )

İşte bu sezon iyi durumda olmadığı iddia edilen Chelsea ile ilgili bazı gerçekler:

· Chelsea eylül ayındaki Man Utd maçından bu yana oynadığı 22 Premier Lig maçında sadece 1 kez yenildi.

· Eylül-Mart arasındaki bu süreçte tek yenilgisini 16 Aralık'ta deplasmanda Arsenal karşısında 1-0 ile alan Chelsea'de -dizinden ameliyat olan- Drogba o maçta forma giymedi. Sakat olan Ricardo Carvalho'nun yokluğunda maçın 38'inci dakikasında John Terry de sakatlandı ve yerine Ben Haim girdi.
· Chelsea bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı 8 maçta hiç yenilmedi ve sadece 2 gol yedi. (CL'de en az gol yiyen takım). Mavi-Beyazlılar son 6 Şampiyonlar Ligi maçında ise 9 gol atıp hiç gol yemedi.

· Chelsea İngiltere Premier Ligi'nde evi Stamford Bridge'de oynadığı son 77 maçta tek bir yenilgi bile almadı ve rekor kırdı. (2007-08 14 maç ; 2006-07 19 maç ; 2005-06 19 maç ; 2004-05 19 maç ; 2003-04 6 maç)

· Chelsea kendi evinde oynadığı son 120 resmi maçta (Lig+Kupa+Avrupa) sadece 1 yenilgi aldı. (22 Şubat 2006, Chelsea 1 -Barcelona 2 ) Londra takımı o maçın 36'ıncı dakikasında Del Horno'nun atılmasıyla 10 kişi kalmıştı.

· Evinde rekorlar kırarak büyük başarılar elde eden Chelsea ayrıca bu sezon Premier Lig'de deplasmanda en çok maç kazanan ve puan alan takım.

· Chelsea, Avrupa Kupalarında son 5 yılda oynanan tüm maçlar baz alınarak (UEFA kupası dahil) yapılan sıralamaya göre 209 takım arasında şu an 2'nci sırada. 1'inci sırada Milan var. (Neden Milan? Son 5 yılda CL'de 3 kez final, 1 yarı final oynadı) Yani Chelsea çeyrek finale kalan son 8 takım içinde kuraya 1 numaralı seribaşı olarak girdi. Merak edenler için: Liverpool 3'üncü , Barcelona 4'üncü, Arsenal 5'inci, Man Utd 8'inci, Roma 16'ıncı, Schalke 21'inci, Fenerbahçe 46'ıncı sırada.

· Şampiyonlar Ligi'nde son 4 sezonda 3 kez yarı final oynadı.

17 Mart 2008 Pazartesi

25 . ve 26. Hafta Fenerbahçe'nin Vestel ve Konya Maçları

FB son iki haftada rakiplerine aynı tarifeyi uygulayarak diğer rakipleri gibi kazanmaya devam ediyor . Bu manzarayı daha öncede görmüştük , gereken herkes kazanıyor , olan abalıya oluyor .
Bakalım sonu nereye varacak . BJK şu anda lider...

26. Hafta
Konyaspor : 1 Fenerbahçe : 4

STAT: Büyükşehir Belediyesi Atatürk
HAKEMLER: Mustafa Kamil Abitoğlu, Mustafa Emre Eyisoy, Erhan Sönmez
KONYASPOR: Damir Kahriman, Erkan, Ömer, Mihajlov, Da Silva, Mustafa Er(Mertol dk. 84 ), Yusuf (Tehoue dk. 64), Erman, Ceyhun, Murat, Veysel(Washington dk. 70)
YEDEKLER: Oğuzhan, Burak, Ze Gomes, Gökhan Çakır
TEKNİK DİREKTÖR: Ünal Karaman

FENERBAHÇE: Serdar, Gökhan Gönül, Lugano, Edu , Vederson, Deivid, Mehmet Aurelio, Selçuk(Semih dk. 53)(Maldonado dk. 74), Uğur( Kazım dk. 86), Alex, Kezman
YEDEKLER: Volkan Babacan, Yasin, Ali, Önder
TEKNİK DİREKTÖR: Arthur Zico
GOLLER: Ceyhun (dk. 48) (Konyaspor), Semih (dk. 58 ve 60), Kezman (dk. 81 ve 84) (Fenerbahçe)
SARI KART: Veysel (Konyaspor)



25.Hafta
Fenerbahçe :4 Vestel Manisaspor : 1

STAT: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
HAKEMLER: Kuddusi Müftüoğlu , Bahattin Duran , Adil Sinem
FENERBAHÇE: Serdar, Önder, Lugano, Edu, Vederson, Deivid, Mehmet Aurelio, Selçuk, Uğur Boral (Kazım dk. 88), Alex (Ali Bilgin dk. 90+2), Kezman (Semih dk. 85)
VESTEL MANİSASPOR: Ufuk, Okan, Kalabane, Ümit (Allyson dk. 41 ), Celaleddin, Uğur İnceman, Şener (Metin dk. 90), Koray (Nizamettin dk. 50), Selçuk İnan, Burak, Rafael GOLLER: Mehmet Aurelio (dk. 13), Kezman (dk. 19 ve 57), Selçuk (dk. 43), Burak (dk. 88)SARI KARTLAR: Deivid, Alex (Fenerbahçe), Selçuk İnan, Kalabane (Vestel Manisaspor)

Derleyen : Şeref S.

6 Mart 2008 Perşembe

Fenerbahçe'nin Avrupa Başarısı ve etkenleri üzerine

Bu yazı Bora'nın aşağıdaki içten itrafı üzerine yazıldı . Bora'ya bu samimi ve içten itirafı için teşekkürlerimi sunarım .Bu yaklaşımı hepimiz yaptığımız gün sporseverlikte, taraftarlıkta ve futbol dilenciliğinde sınıf atlayacağız ... Sağol var ol kardeşim , blogumuzun adına layık katkın için ...
Hernakadar senin sorularına yanıt arama derdi olmasada FENERBAHÇE'nin bu yılkı Avrupa performansı için bazı düşüncelerim aşağıdaki gibidir . Dediğin gibi bildiğimi iddia bende asla etmiyorum , bilemem de ancak nacizane aklımdan geçene ve düşüncelerimden ortaya çıkanlar şöyle
Zico faktörü
Ben en önemli faktörün Zico olduğunu düşünüyorum, ama konu Avrupa ise R.Carlos ‘un da etken olduğunu düşünüyorum ki öyle , lige bakınca konu daha net kıyaslanabilir .

Zico belki bir teknik direktör olarak henüz çok, çok başarılı değil (Henüz bu konuda çaylak olduğunu geçen yıl kendi söylemişti , ama bu sene çok hızlı yol katediyor , ustalık mazbatasını almaya bence az kaldı ) ama o çok büyük bir futbol adamı ve en önemlisi sakin , olgun ve bunların ötesinde suratına ve vucut diline baktığında insana ( taraftar ve oyuncusuna ) rahatlık veren , onu germeyen, sinirlendirmeyen, telaşlandırmayan bir adam . Dünya futbolunun en üst seviyelerinde maçlar oynamış yıllar geçsede unutulmaz bir maçta ( Dünya Kupası Fransa- Brezilya maçı ) en kritik penaltıyı kaçırmış, ermiş bir futbol adamı ( Belki Alex’i ondan çıkardı , kimbilir ? Zico işte bu !) ... Saha kenarına bakıyorsun , Moskova’da 2-1 , İspanya' da 2-0 gerisin, kaba tabiri ile aptalca goller yemişsin ( Edu, Volkan ) , çıkarken topu kaptırmışsın ( Selçuk ) , "eyvah ! " diyorsun "hoca şimdi kimbilir ne düşünüyordur ? " , şimdi mi alır beni sonra mı alır ? Bakıyorsun saha kenarına , sana değil oyuna bakan sevimli , endişesiz , olgun bir bakış ve yüz ifadesi , derdi yapılan bir önceki hatayı unut ve işine bak der gibi ... Eee işte işin sırlarından birtanesi bu ...
Motivasyon : Argo tabiri ile " gaz" olayı
Sonra bizim gibi ülkelerde hepimiz biliriz ki ( Siyaset , seçim , futbol , mahalle , aile içi vb heryerde ) GAZ çok önemlidir. GS kupaya giderken “ Dağ başını duman almışı “en kritik yerde söylemeye başlardı seyirci hatırlayın ve etkisi Liverpool'un " You'll never walk alone" u kadar olurdu , hatta daha fazla , o anda sahadaki adam bir anda gaza geliyor canını dişine takıyor tekmeye kafa uzatıyor işte . Şimdi ki Fenerbahçe' de bu havaya girmiş durumda, buna da ister sinerji ya da enerji diyelim farketmez . Başarı geldikçe güven geliyor , güven geldikçe rahatlık , rahatlık sonucu performans artışı , sonrasında üstün performans , turlar, goller ... Ayrıca bu başarılar sıradan oyuncu gibi görülen kimi oyuncuların içindeki bazı cevherleri çıkararak onlarıda üst seviyelere taşıyor , Gökhan Gönül gibi 2000'de GS kadrosundaki birçok oyuncu gibi ( Fatih Akyel, Hasan Şaş vb.) ve inşallah bundan sonrası için Uğur Boral gibi ...
Aynı dili konuşan yabancılar
Sonra , yabancı oyuncuların aynı dili konuşması ve özellikle Deivid ve Alex gibi ikitane çok sakin, sinirlenmeyen "cool" adamın olması ( Aslında Alex sinirli , ama sinir topuna pek girmiyor , Deivid'de çok mantıklı bir adam ) . Lugano'nun kontrol altında tutulduğunda çok faydalı olan hırs azim , inatçı ve rakibi bezdiren yıldıran futbolu ... Edu ve devşirme vatandaşlarımız Mehmet ve Gökçek ...
Carlos Faktörü
CARLOS’un sadece başlıbaşına duruşu ve varlığı Avrupa kuparları ve maçları için bir ayrı paragraf , bence sahaya çıkan rakip veya Fb’li oyuncu onu görünce ciddi bir takıma karşı olduğunu ya da FB’nin ciddi bir avrupa takımı olduğu hissine kapılıyor . Oynayan da " Ya biz neymişiz be abi " deyip ona göre kendini aşıyor ( Bknz : Gökhan, Uğur , Deniz vs..)
Bu Sırp inadından vazgeçmesin : Kezman
Kezman son maçta var olan ve kariyerine yakışan onu o yapan karakterini gösterdi sonunda : hırs, istek, arzu , teslim olmama , inat , savaş : Sırp genleri ....
" Başarı inanç motivasyon ve sonuçlar , bir anda insanın içindeki gücü açığa çıkarır "

Uyum etkisi
Birde zaman geçtikçe birliktelik ve uyum olayı var ... AZ alkmaar maçını hatırlayalım yenilmeden elendik çok üzüldük, ama demek ki ekip kat etmiş ondan sonra. Anderleht ile kaldığı yerden devam etti ... Oysa gecen sezona çok kötü Dinomo Kiev maçları ile başlamıştık Ş.L'ye . Bugün gelinen nokta bu sürecin devamlı yükselişinin sonucu , bu da ekibin uyumlu olmasından ve istemesinden geçiyor ...
Başarıya ve kendini kanıtlmaya olan istek , arzu ve açlık
İstemek derken çok önemli , takımda rahat olan tek adam olduğunu sanmıyorum , buna dikkat ediniz . Alex içten içe hala kendini Brezilya ulusuna kanıtlama peşinde , Robinho'nun takımı elendi , Kaka’nın takımı elendi ama Alex'in takımı devam ediyor Ş.L'de . Sonra Carlos , Real Madrid'e kendini kanıtlama peşinde , niye beni erken gönderdin der misali . Lugano İtalyanları peşindan koşturuyor ( Juve ) . Kezman zaten acayip bir adam, bunalıma girmesi bunun kanıtı . Deivid sınıf atladı, bu sezon sonu ciddi teklifler alacaktır ... Gökhan , Vederson , Uğur, Semih , Deniz , Selçuk ... Kendilerini "Türk Futbol Kamuoyuna" kanıtlama , Fatih Terim'in gözüne girme, milli olma peşindeler , yani hedefsiz bir adam yok ...
Doymuşluk durumunun var olması ve olmaması arasında ki fark ve zaafiyet
Doymuşta yok , burası önemli mesela , bu oyuncuları lig tatmin etmiyor sanki , ligde doyum ve bir gayri ciddilik var , buradan durum açıkça ortaya çıkar , GS maçını düşünün kupadaki , birde ligdeki isteklerini ? Kupayı çok istediler 8 kişi gol için saldırdı , çünkü onu istiyorduk ya sonraki hafta ligde oynanan oyun ? Burada işte bir Zico zaafiyeti var , Zico bunu da aşmalı , Ferguson ,Marinho, Wenger bunları aşabiliyolar ...

Yeter daha yazmayacağım :)
Şeref Solmazer
FD- İstanbul - 6 Mart 2008

Bir Fenerbahçe Futbol Dilencisinin İtiraf ve Sorusu ? ( Bora Başak )

Bu arada kendimizi de eleştirelim. Geçen sezon sonu , Zico ve Alex gitmezse , maçlara gitmem diyordum. Bu sene maçlara gitmiyorum ama tabi en büyük neden bu değil. Zaten gitmek pek içimden gelmediği için bu lafı rahatlıkla söylemiştim. Önemli olan benim maça falan gitmemem değil tabi. Önemli olan bu lafı söyleyebilmiş olmam. Hadi , Alex konusunda , daha önceki önemli maçlardaki performanslarına bakarak bunu söyleyebilmiştim. Peki Zico ? Ne gördüm de bunu söyledim. Peki neler değişti de bu söylediğim laflar için utanıyorum ve beni utandırdıkları için çok seviniyorum ? Ben şu sonuca varıyorum , biz futbolu her ne kadar seyretsek de , anladığımızı düşünsek de , bilmediğimiz , anlayamadığımız o kadar çok şey var ki. Belki de futbolu bu kadar güzel yapan da budur. Keşke her sezon futbolcularımız ve teknik kadromuz bizi bu kadar utandırsa , utandığımıza da bu kadar sevinsek. Keşke nedenlerini tam olarak baştan görebilsek demiyorum , öyle olsa herşey bu kadar zevkli olmazdı. ( Ya da vazgeçtim , keşke anlayabilsem diyorum , çok zengin olurdum heralde ? )
Ben hala o soruların cevabını arıyorum. Bu takımda ne değişti çözemedim. Mesela Alex de değişen sadece hırs ve kazanma azmi mi ? Bu eskiden onda yoktu , şimdi var . Sadece bu mu değiştirdi tüm takımı. Bu olmamalı . Eğer buysa , Alex e çok kızarım.

Başka birşeyler de olmalı , bu kadar basit olmamalı. Bu kadar basitse ve bunu biz gördüysek , neden çözülemedi. Çok acayip bir durum bu !

M. Bora Başak
( Bir Fenerbahçe Dilencisi )

2. Anket Sonuçlandı - Yeni Anketi dolduruyoruz




5 Mart 2008 Çarşamba

Sevilla : 5(3) Fenerbahçe : 5 ( 2) = Fenerbahçe Ruhu heryerdeydi

Endülüs'te Futbolun şiiri yazıldı

Yahya Kemal'in meşhur şiirinden ( Endülüs'te Raks) devşirelim ilk cümlelerimizi üstada büyük saygıyla ve affına sığınarak şair ve şiir sever dotların . Çünkü Fenerbahçe de dün akşam Endülüs'te raks yaptırdı Sevilla'ya sahasında ve bu futbol şiirini yazdı sonunakadar ...

Top , saha ve Fenerbahçe . Bu bahçede futbolun bütün marifeti
Tur akşamında Endülüs beş defa hem sarı hem lacivertti...

( Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı
Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı...)

Bu futbolun tarifi : Sakin ol, akıllı ol, hırslı ol, motive ol, inançlı ol ve yılmadan çok çalış çok koş ve BAŞAR

Dün akşam Fenerbahçe'ye mantıklı şansın dışında duygularımızla şans tanıyorduk maç öncesi . Ama birşeyleri gözden kaçırmıştık . Fenerbahçe'nin bu yılki Avrupada oynadığı futbol devrimini . Sevilla hızlı başalrsa golde bulursa yanarız diye düşünüyorduk . Evet aynen öyle oldu hem de ne iki golle 9. dk 2-0 geriye düştük , kaleci Volkan tarumar etti bizi diyorduk . Ama o da ne Fenerbahçe 3 sarıkartlı oyuncusuyla beraber şahlanıyor , kesinlikle Sevilla'nın fırtına gibi esmesine müsade etmiyor . Futbolun rüzgar kanatlı adamları olarak nam salan Capel, Navas, Alves karşılarında GÖKHAN ve UĞUR fırtınası hatta kasırgası buluyorlar , darmadağın oluyorlar ... Capel ve Alves her topta artıkbu İspanyolların sporcu yetiştirmede bir ders olduğunu düşündüğüm artistik yönü abartılı ama hekemleri çokça etkileyen kandırmacalı hareketlerine sürekli başvuruyorlar ( Bunu basketbol takımlarında da görebilrisiniz Gasol gibi bir yıldız bile sürekli buna başvurur ihtiyacı yokken hem de , nedeni basit alışkanlık olmuş bu rakibi ve hakemi etkileme çirkefliği ) . Sonuçta hakemde bunu yutmadı . Fenerbahçe Sevillaya daha ilk yarıda 3 gol atıp turu garantileyecek şansları buldu , ama talihsizlik buya yine golü kendi kalemize attık . İkinci yarı FB rakibine hiç sans dahi tanımazken kendisi yine çok net golleri kaçırıyordu . İlk uzatma devreside dahil durum değişmedi . Son uzatmada artık çok yorulan ve sakatlanan Uğur ile Alex çıkınca mecburen skoru korudu ve başlıktaki o özelliklerin bir kısmıyla penaltılarda şanslı olan taraftı . Volkan'ın yediği 2 ve kurtardığı 3 gol gecenin en ironik tablosunu oluşturdu . FB İspanya'da son yılların Lyon ile birlikte en baş altı takımı Sevillaya top göstermedi . Bu tarihi geceyi bize yaşatarak hayatımızda unutamayacağımız bir FUTBOL ve FENERBAHÇE anısı armağan etti bize ... Aşkınla çoşkunla sen çok YAŞA ... !

Dün akşama özel değildi
Fenerbahçe2nin dün akşamki oyunu geceye ve ana özel değildi . Moskova'da 2-1'den sonra da küllerinden doğmuştu . Ali Sami Yen'de 9 kişi 11 kişilik GS karşısında baskı kurmuştu , rakibe şans tanımamışrı . Hiçbirşey tesadüf değildi . Yalnız dün akşam çocuklar inanmıştı . Güzel ve güneşli günler görmeye .... Nazım'a saygılarımızla ...

Kezman'ın şu sözü FB'yi tarif eden en güzel ifadeydi
''Acı çektik ama karakterimizi ortaya koyduk. Turu da oyun karakterimiz getirdi'' . Bravo Kezman . Bu arada Kezman dün gece hepsi birer kahraman olan Fenerbahçe2li oyuncular içerisinde bence yüreği ve mücadelesiyle en öne çıkan 3 -5 oyuncudan biriydi .

Uğur Boral böyle oynarsa yıldız olur
Uğur'dan bir futbol dilencisi olarak , dün akşam sahaya koyduğu oyunun istikralı devamını diliyorum . O ne oyundu öyle ...Şöyle demiş ''2-0 sonra golleri bulabilmek yürek ister, futbol ister. Biz bunu başardık. 50 bin kişiyi sahasında susturup, çok iyi bir takım olduğumuzu gösterdik."

Gökhan Gönül Diego Capel'in karizmasını çizdi
Gökhan böyle oynarsa sezon sonu kendisine teklif bekliyorum .

Ve Deivid
Muhteşem oyun , muhteşem mücadele ve muhteşem iki gol . Zico iler beraber futbol dünyasına müthiş bir golcü ortasaha oyuncusu armağan ettiler . Onada sezon sonu transfer teklifi bekliyorum . Ş.L'de 4 gol boru değil hemde ortasaha oynarken .

Anlar vardır : Alex'in defans yapması
Maçın uzatma dakikaları fener bir anda top kaptırıyor ve kontra yakalanıyor sol kanatta hızla inen oyuncuyu kendi yarısahamızın sol bek mevkiinde süratle gelip indiren adam ALEX . İşte o an kazandık dedim.

Mütevazi Zico
Zico, ''Beni Avrupa'ya geri getirdiği için Fenerbahçe'ye teşekkür ederim'' dedi.

Jimenez'in nezaketi
Sevillateknik direktörü Manolo Jimenez ''Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde bundan sonra nereye kadar gider bilemem ama Fenerbahçe'ye dünyanın en büyük şansını diliyorum'' dedi.

ve Sevilla'nın niye zaafiyeti olduğu konusundaki açıksözlülüğü
''Futbolcuların paniğe girme sorununu tüm sezon yaşadık ve bunu çözmek için psikologlara bile danıştık, ancak onlar bile çözemediler. Takımım her zamanki savunma, duran toplardan gelen ataklar ve panikten maçı yitirdi'' dedi. Soru şu : Acaba Sevilla'yı bu paniğe iten şey neydi ? Cevap: Fenerbahçe

Hepsi bu

Artık topyekün bir ruhumuz var ve bu bizi gururlandırıyor.

SEVILLA : 3 FENERBAHÇE : 2 ( Penaltılarla : 2-3 )

STAT: Ramon Sanchez-Pizjuan
HAKEMLER: Massimo Busacca , Matthias Arnet , Stephane Cuhat (İsviçre)
FC SEVILLA: Palop , Daniel Alves , Escude , Dragutinovic , Adriano , Jesus Navas (Arouna Kone dk. 105), Poulsen (Maresca dk. 91), Keita , Capel , Fabiano (Renato dk. 78), Kanoute
FENERBAHÇE: Volkan , Gökhan Gönül , Edu , Lugano , Vederson , Deivid , Mehmet Aurelio , Selçuk (Semih dk. 63 ), Uğur (Kazım dk. 111 ), Alex (Ali Bilgin dk. 112 ), Kezman
GOLLER: Daniel Alves (dk. 5), Keita (dk. 9), Kanoute (dk. 41) (FC Sevilla), Deivid (dk. 20 ve 79) (Fenerbahçe)
SARI KARTLAR: Selçuk, Deivid, Gökhan Gönül, Vederson, Kezman (Fenerbahçe), Keita, Daniel Alves (FC Sevilla)
ATILAN PENALTILAR: Kanoute, Dragutinovic (FC Sevilla), Vederson, Mehmet Aurelio, Kezman (Fenerbahçe)
KAÇAN PENALTILAR: Escude, Maresca, Daniel Alves (FC Sevilla), Edu (Fenerbahçe)

4 Mart 2008 Salı

Sevilla maçı öncesi (Endülüs'te futbolun raksı )

Şeref Solmazer- Istanbul - (FD)
4 Mart 2008

Endülüs'te futbol raksı
Bu akşam ki Sevilla maçı Fenerbahçe için bu yılın Avrupa'da ki son dansı olabileceği gibi . Futbolun herşeye gebe doğasında Avrupa'da ki ilk valside olabilir . Bu akşam Ramon Sanchez - Pizjuan'ın yeşil çimenleri üzerinde Alex ve arkadaşları Turkiş Seleçaoyu Endülüs'te Raks'a dönüştürdüğünde , Don Juan sevgilisi Carmen'in Sevilla'daki tütün farbikasında bırakıp başka aşklara yol açacaktır ... Futbol aşkının Fenerbahçe ile olması dileğiyle ...
Şöyle demişiz : Değişen birşey yok
20 Şubatta Sevilla ilk maçı öncesi yorumumda yazdığım " ... Sevilla evinde seyircisininde etkisiyle son derece ofansif ve etkili hucumlar gerçekleştiriyor , özellikle kanatlardan gelen süratli adamları Capel, Navas, Alves gibi oyuncuların akınlarında vurucu timleri son derece tesirli ve etkili ayaklar Kanute ve L.Fabiano ile rakibi çok zorluyor ve fırsat buldukça farklı skorlarda elde ediyorlar ... işin rövanşı çoook zor olacak , ona sonra değiniriz ."

İlk maç sonrası 21 Şubat'ta ise şunları yazmışım " ... FB 3 kez maçta öne geçmeyi başardı . Sevilla ya evinde de özellikle kanatlardan gelecek ataklar ya da duran toplarda gol atabileceğini gösterdi . Artık önemli olan orada ki maçta takımların göstereceği performans ve gol pozisyonlarını bulup değerlendirme oranları olacaktır . Oradaki maçın kader adamı kaleci Volkan olabilir . Ve tabbi ki Alex ve de topu rakip alana hızlı geçirebilecek bir Maldonado ... Bekleyip göreceğiz , ama şu bir gerçek ki Fenerbahçe Avrupa 'da Kadıköy'ün çıkışı olmadığını kanıtlıyor ki bu alınan yolda çok önemli bir temel taşıdır . . . Teşekkürler Fenerbahçe bize bu mutluluğu ve keyfi yaşattığın için ..."

Evet bu akşam ki maç için yukarıdaki son cümleyle başlıyorum " Teşekkürler Fenerbahçe bize bu mutluluğu ve keyfi yaşattığın için " . Fenerbahçe geçen yıldan sonra bu yılda Avrupa macerasını Mart ayına taşımayı başardı . Son yıllarda Avrupa'da süren usul usul giden istikrarını devam ettirdi . Bu anlamda başarılarının asla küçümsenmemesi ve gelcekte daha da artarak sürmesi için özümsenmesi gerekmektedir .



Umarız maç sonu teknik direktörlerin basın toplantılarındaki yüz ifadelerindeki gibi devam eder ...

24. Hafta Ankaragücü : 0 Fenerbahçe : 0

Zico umarım ligde kazdığı kuyunun içine düşmez
Bu akşamki Sevilla rövanş maçı bu sorunun cevabını verecek . Takım Sevilla deplasmanı ve GS kupa maçına verdiği açırı önem sebebiyle bu zor dönemi ligde 2 maçta 5 puan kaybı , kupada GS ile son derece gergin ve cezalı oyuncularla kupadan elenerek geçirdi . Kupadan elenirken , ligde de önemli avantajı kaçırdı . Hepsi tek amaç içindi SEVILLA ...
Ankaragücü deplasmanıda bu maçın gölgesinde zar zor alınan bir beraberlikle tamamlanabildi . Sakat cezalı ( Volkan, Gökhan, Lugano cezalı , Carlos sakat ) ve dinlendirilen Deivid ve Marco 'dan yoksun çıktığı maçta 1 puanı bence Serdar'ın doğru yerturması sonucu çıkardığı toplar ve Ankaragücü forvetlerinin beeriksizliği ile 0-0 tamamladı ve bir pauan aldı .
Umarız tüm bu çabalar bu akşamki Sevilla maçında meyvesini verir. Elimizde saat 23: 45 itibari ile tek hedef kalmamasını diliyorum .

ANKARAGÜCÜ : 0 FENERBAHÇE : 0

STAT: Ankara 19 MayısHAKEMLER: Halis Özkahya, Mustafa Emre Eyisoy, Nihat Mızrak
ANKARAGÜCÜ: Serkan, Elyasa, Tolga, Lamas, İlkem, Gökhan(Tevfik dk. 90), İbrahim Ege, Murat Erdoğan(Şevki dk. 90+3), Cem Can, Murat Duruer(İbrahim Said dk. 73), Bebe
YEDEKLER: Zafer, Diawara, Emre, AbdülkadirTEKNİK DİREKTÖR: Hakan Kutlu
FENERBAHÇE: Serdar, Önder, Edu, Yasin, Vederson, Kazım(Deivid dk. 86), Kemal(İlhan dk. 62), Selçuk, Uğur Boral(Ali Bilgin dk. 74), Alex, Kezman
YEDEKLER: Volkan Babacan, Aurelio, Can, Uğur ArslanTEKNİK DİREKTÖR: Arthur Zico
SARI KARTLAR: Lamas, İlkem (Ankaragücü), Kemal, Kazım (Fenerbahçe)